Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Rûm Sûresi, 9. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Rûm Sûresi, 9. Ayet

    اَوَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۜ كَانُٓوا اَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَاَثَارُوا الْاَرْضَ وَعَمَرُوهَٓا اَكْثَرَ مِمَّا عَمَرُوهَا وَجَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِۜ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَۜ​

  • #2
    Eve lem yesîrû fî-l-ardi feyenzurû keyfe kâne ‘âkibetu-lleżîne min kablihim(c) kânû eşedde minhum kuvveten veeśârû-l-arda ve’amerûhâ ekśera mimmâ ‘amerûhâ vecâet-hum rusuluhum bilbeyyinât(i)(s) femâ kâna(A)llâhu liyazlimehum velâkin kânû enfusehum yazlimûn(e)

    Yorum


    • #3
      9. ‘‘Yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonu ne olmuş görmezler mi? Onlar kendilerinden çok daha kudretliydiler; toprağı iyice işlemişler, yeryüzünü bunların imar ettiğinden daha fazla imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri nice açık kanıtlar getirmişti. Şu halde Allah onlara asla zulmetmiş değildir, asıl onlar kendilerine zulmetmişlerdir.

      10. “Sonunda, Allah’ın âyetlerini inkâr etmek ve onları alaya almak suretiyle kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu.”

      Yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonu ne olmuş görmezler mi. Bu, “kendi kendilerine bir düşünmezler mi?” mealindeki âyetin tefsirinde belirtmiş olduğumuz çeşitli mânalara gelmektedir.

      Onlar kendilerinden çok daha kudretliydiler; toprağı iyice işlemişler, yeryüzünü bunların imar ettiğinden daha fazla imar etmişlerdi. Cenâb-ı Hak Resûlullahı yalancılıkla itham etmek ve ona kötü davranmakta geçmiş asırlarda olup bitenleri haber vermek suretiyle Mekkeliler’i uyarmakta ve korkutmaktadır. Şöyle ki geçmiş kavimler oldukça kuvvetli ve kudretli olmalarına; tebalarmın, taraftarlarının ve mallarının çokluğuna; ömürlerinin ve yapılarının uzunluğuna karşın zafer elde etme imkânı bulamamışlar ve peygamberleri yalancılıkla itham etmeleri sebebiyle başlarına gelen Allah’ın azabından kaçamamışlardır. Sizler de ey Mekkeliler, kuvvet, kudret, taraftar ve teba bakımından onlardan daha aşağı durumdasınız. Peygamberi inkâr etmeniz durumunda sizin için zafer ve Allah’ın azabından kurtuluş nasıl mümkün olsun? En doğrusunu Allah bilir.

      Şu halde Allah onlara asla zulmetmiş değildir, asd onlar kendilerine zulmetmişlerdir. Sonunda, kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu. Bu beyanm takdim-tehir kuralına göre anlaşılması da mümkündür. Sonra kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu meâlindeki âyet şu halde Allah onlara asla zulmetmiş değildir meâlindeki İlâhî beyandan öncedir. Buna göre Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Başlarına azap gelmesi ve inkâr etmelerinden ötürü bu dünyada azaba uğratılmaları nedeniyle Allah onlara zulmetmiş değildir; fakat kötülük yaptıkları için asıl onlar kendilerine zulmetmişlerdir. Bu İlâhî beyan şu mânaya da gelebilir: Bu dünyada onlara azap etmekten dolayı Allah onlara zulmetmiş değildir; asıl onlar kendUerine zulmetmişlerdir. Yine söz konusu beyan şu mânaya gelebilir: Sonunda, bu dünyada kötülükte ileri gidenlerin akıbeti âhirette cehennem ateşinde pek fena oldu. Dolayısıyla dünyada inat ve büyüklenme sebebiyle azap edilmişlerdir; âhirette ise inkâr ve yalanlama sebebiyle azaba mâruz bırakılacaklardır. Bu husus, şu İlâhî beyanda bildirilmiştir: Sonunda, Allah’ın âyetlerini inkâr etmek suretiyle kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu.

      Bazıları şöyle demiştir: Onlar toprağı iyice işlemişlerdi. Yani toprağı ekip biçiyorlardı ve ey Muhammed (s.a.), yeryüzünü senin kavminden daha fazla imar etmişlerdi. Yani onlar senin kendilerine gönderildiğin toplumdan daha fazla yeryüzünde kalmışlardı. Bazıları şöyle demiştir: Öyle yaşadılar ki Mekkeliler’den daha fazla yeryüzünü imar etmişlerdi. Bazıları şöyle demiştir: İmâr etmişlerdi, yani ötekilerin çalıştığından daha fazla çalışmışlardı. Bu mânalar birbirine yakındır. Ebû Avsece şöyle demiştir: Onlar toprağı iyice işlemişlerdi, yani ekip biçmişlerdi. İbn Kuteybe şöyle demiştir: Onlar toprağı iyice işlemişlerdi. Yani ziraat için sürmüşlerdi. İneğe "yer süren inek" (el-müsîratü = المثيرة) denilir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “O, henüz boyunduruk altına alınıp yer sürmemiş bir inektir”. Kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu. Yani cehennem oldu. Yine Kisâî şöyle demiştir; Pek fena akıbet cehennemdir. Tıpkı şu İlâhî beyanda belirtildiği gibi: “İnkâr edenlerin sonu ise ateştir”. Yani onların akıbeti Allah m âyetlerini inkâr ettikleri ve bunlarla alay ettikleri için cehennem oldu.

      Sonunda, kötülükte ileri gidenlerin akıbeti pek fena oldu. Bu beyan şu mânaya gelebilir: İnkâr etmek ve çeşitli eziyetler yapmak suretiyle peygamberlere kötülük ettiler. Bu beyan şu mânaya da gelebilir: Onlar kendilerine kötülük ettiler. Zira kendilerini yok ettiler ve cehenneme attılar. “es-Sûâ” (السوءى) “usrâ” (العسرى) ve “hâviye” (هاوية) gibi cehennemin isimlerinden biridir. “Yüsrâ” (اليسرى) ve “hüsnâ” (الحسنى) ise cennetin isimlerindendir.

      Allah’ın âyetlerini inkâr etmek suretiyle. Cenâb-ı Hak Mekkeliler’i geçmiş asırlarda yaşayan öteki kavimlerin başına gelen helâk, kökten yok edilme gibi belâlarla ilgili olarak uyarmakta ve korkutmaktadır. Bu azap bu dünyada onların âyetleri yalanlamaları ve bunlarla alay etmeleri sebebiyle başlarına gelmiştir. Dolayısıyla sizler ey Mekkeliler! Âyetleri ve kesin delilleri yalanladığınızda ve bunlarla alay ettiğinizde ötekilerin inkâr etmelerinden ötürü başlarına gelen belâların aynısı sizin başınıza da gelir. Âyetler, tevhit delilleri de olabilir; peygamberlerin nübüvvetin ispatı veya yeniden dirilişin ispatına dair delilleri de olabilir.

      Yorum

      İşleniyor...
      X