Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Neml Sûresi, 25. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Neml Sûresi, 25. Ayet

    اَلَّا يَسْجُدُوا لِلّٰهِ الَّذ۪ي يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ ۩​

  • #2
    Ellâ yescudû li(A)llâhi-lleżî yuḣricu-lḣab-e fî-ssemâvâti vel-ardi veya’lemu mâ tuḣfûne vemâ tu’linûn(e)

    Yorum


    • #3
      “(Şeytan bunu) göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmesinler, diye yapmış.”

      (Şeytan bunu) göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkaran, Allah’a secde etmesinler, diye yapmış. “Ellâ yescüdû” (أَلَّا يَسْجُدُوا) kelimelerinin tilâveti ve yorumu hakkında ihtilaf edilmiş; hem şeddeli hem şeddesiz okunmuştur. Şeddeli olarak “ellâ yescüdû” (أَلَّا يَسْجُدُوا) okuyanlar için iki izah şekli vardır: Birincisi, “Lâ”nın zaid olduğu şeklindedir. Bu durumda takdiri “Fehüm lâ yehtedûne en yescüdû” (فَهُمْ لَا يَهْتَدُونَ أَنْ يَسْجُدُوا) yani onlar secde etmeye yol bulamazlar. İkincisi “Fe saddehüm ‘ani’s-sebîl” kavl-i celîli ile bağlantılı olmasıdır: “Fe saddehüm ‘ani’s-sebîli liellâ yescüdû” (فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّبِيلِ لِئَلَّا يَسْجُدُوا), yani Onları yoldan alıkoydu ki secde etmesinler. Her kim de şeddesiz okursa o takdirde emir kipi olur. “Elâ fescüdû lillâh”: yani bakın! Allah’a secde edin! Bazıları şöyle demişlerdir: Şeddesiz olarak “elâ” “hellâ...” anlamındadır: Yani “Allah’a secde etselerdi ya!” demektir. İbn Mesûd’un mushafında da böyledir: “Hellâ yescüdû lillâh” (هَلَّا يَسْجُدُوا لِلهِ). Onun bu kırâati, şeddesiz okuyanların delili olmaktadır. Übeyy’in mushafında ise “Elâ tescüdû lillâh” (أَلَا تَسْجُدُوا لِلهِ) şeklinde muhatap kipiyledir, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilir cümlesine kadar da hitap aynıdır. Hafsa’nın mushafında ise nûn harfinin sübutu ile “ellâ tescüdûne” (أَلَّا تَسْجُدُونَ) şeklindedir. Kisâî şöyle dedi: Şeddeli olarak “ellâ” (أَلَّا) diye okuyanlar için yorum şöyledir: “Zeyyene lehümü’ş-şeytânu ellâ yescüdû” (زَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَلَّا يَسْجُدُوا) yani şeytan onlara, belirttiğimiz gibi secde etmemelerini kendilerine güzel gösterdi. Şeddesiz (tahfif) hali ise emir olur. Yani “Secde edin!” “elâ” (أَلَا) ise zait (sıla) olmaktadır. Aynı şekilde “yâ” harfi de zaittir.

      Bazıları şöyle demişlerdir: Her kim şeddesiz olarak okursa ona secde etmesi lazım gelir. Çünkü emirdir. Şeddeli olarak okuyanlara göre ise secde lazım gelmez. Ancak bize göre her iki şekil de eşittir, her iki okumaya göre de secde lazım gelir. Çünkü başkasına secde emrinden secde etme lazım gelirken secde etmediklerinin haber verilmesi halinde secdenin gerekmemesi ihtimal dâhilinde değildir. Aksine secde etmedikleri haberi karşısında secde edilmesi, gerek onların yaptıklarına muhalefet etmek, gerekse Allah’a olan itaati göstermek bakımından evleviyet bile arzeder. En doğrusunu Allah bilir.

      Göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkarır. “el-Hab’u” (الْخَبْءَ) mevcut olandan gizlenen demektir. Bazıları şöyle demişlerdir: Göklerde olan el-hab’ yağmurdur; onu yağdırarak açığa çıkarır. Yerde olan ise bitkidir, onu da bitirerek yüzeye çıkarır. el-Hab’ın insanların birbirlerinden sakladığı, birinin diğerinden gizlediği şey olması da mümkündür. Bildiriyor ki Allah onu bilir ve açığa çıkarır. Görmez misin ki gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilir meâlindeki beyan devamlı dikkat üzere olmaları için vaîd (azap tehdidi) olarak kullanılmıştır. Hafsa’nın mushafında “elâ yescüdûne lillâhillezî lehü’l-ğaybu fi’s-semâvât” (أَلَا يَسْجُدُونَ لِلهِ الَّذِي لَهُ الْغَيْبُ فِي السَّمَاوَاتِ) “Göklerde ve yerde gayb kendisine ait olan Allah’a secde etmezler mi” şeklindedir.

      Yorum

      İşleniyor...
      X