Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Neml Sûresi, 13. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Neml Sûresi, 13. Ayet

    فَلَمَّا جَٓاءَتْهُمْ اٰيَاتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌۚ​

  • #2
    Felemmâ câet-hum âyâtunâ mubsiraten kâlû hâżâ sihrun mubîn(un)

    Yorum


    • #3
      “Mûcizelerimiz onların gözleri önüne serilince, ‘Bu, düpedüz bir sihirdir’ dediler.”

      Mûcizelerimiz onların gözleri önüne serilince... “Mubsıraten” (مُبْصِرَةً) yani (gerçeklik) kendisiyle görülünce ve bilinince demektir. Tıpkı şu İlâhî beyanda olduğu gibi: “Görmenizi sağlasın diye gündüzü”. Bazıları sâd’ın nasbı ile “mubsara” okumuşlardır. Bu durumda apaçık, zâhir, ayan beyan görülecek biçimde, demek olur. Mûsâ da Firavun’a aynı şekilde demişti: “Çok iyi biliyorsun ki, bunları apaçık birer ibret olmak üzere ancak göklerin ve yerin Rabb’i indirdi”.

      Bu, düpedüz bir sihirdir, dediler. Lânetlenmiş Firavun’un ve taifesinin âdeti hep Mûsâ’nın işi ve getirdiği mûcizeler hakkında kavminde şüphe uyandırmak, kafaları karıştırmak, böylece onların Mûsâ’ya inanmamalarını ve yaptığı davette kendisine itaat etmemelerini sağlamaktı. O yüzden bir defasında Bu, düpedüz bir sihirdir, demişlerdi. Bir başka seferinde “Doğrusu bu, çok bilgili bir sihirbaz! Yaptığı sihirle sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor” demişti. O, bu ve benzeri sözlerle Mûsâ’ya karşı kavminin aklını karıştırmak, çağrıda bulunduğu hususta ona itaatlerine engel olmak için onları Mûsâ’ya karşı kışkırtıyordu.

      Yorum

      İşleniyor...
      X