وَاَلْقِ عَصَاكَۜ فَلَمَّا رَاٰهَا تَهْتَزُّ كَاَنَّهَا جَٓانٌّ وَلّٰى مُدْبِراً وَلَمْ يُعَقِّبْۜ يَا مُوسٰى لَا تَخَفْ اِنّ۪ي لَا يَخَافُ لَدَيَّ الْمُرْسَلُونَۗ
Duyuru
Daralt
Henüz duyuru yok.
Neml Sûresi, 10. Ayet
Daralt
X
-
“‘Asânı yere at!’ Mûsâ atıp da onu yılan gibi kımıldanır görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. (Allah buyurdu ki:) ‘Ey Mûsâ! Korkma, benim huzurumda peygamberler korkmaz;”
Asânı yere at! Mûsâ onu yılan gibi kımıldanır görünce. Bu İlâhî beyanda asânın yere atılması emri var, fakat onu attığı belirtilmemiştir. Ancak burada gizli bir takdir (ıdmâr) vardır. Âyet “Asânı yere at!” O da onu attı. Onu kımıldanır görünce... takdirindedir. Yani onu yılan gibi hareket eder görünce. Müfessirler şöyle dedi: “Cân” (جَانٌّ) büyük değil küçük yılan demektir. Ancak Allah bildirdi ki Mûsâ ondan korkmuş ve arkasını dönüp kaçmıştır. Mûsâ gibi birinin nitelenen şekliyle küçücük bir yılandan korkup kaçması ihtimal dâhilinde değildir. Buradan da anlaşılıyor ki asâ büyük bir yılan olmuştu, ama hareketi ve sağa sola kıvrılması bakımından sanki küçük bir yılan gibi çevikti. Bilindiği gibi büyük yılan, küçük yılan gibi hareket edip sağa sola hızlıca kıvrılamaz. Mûsâ işte bu yüzden, yani hem büyük hem çevik olmasından dolayı korkmuştu. Bunun üzerine de Allah ona Ey Mûsâ! Korkma, benim huzurumda peygamberler korkmaz, demişti.
“Ve lem yu’akkıb” (وَلَمْ يُعَقِّبْ) kelimesine bazıları dönmedi”, bazıları da “dönüp bakmadı” anlamı vermiştir. Topuk anlamındaki “akıb” (عَقِبٌ) kelimesinden türetilmiştir. “Cân” (جَانٌّ) hakkında ise bazıları “cin” kelimesindendir, el-Cân ise yılan demektir ve ancak cinden olan yılan için söylenir, demişlerdir. Ebû Ubeyde’nin izahı böyledir.
Korkma, benim huzurumda peygamberler korkmaz. Eğer denilirse ki: Allah nasıl oluyor da ona korkmasını yasaklıyor ve huzurunda peygamberlerin korkmayacaklarını bildiriyor? Oysa Allah, melekleri ve başka mahlûkatı Rab’lerinden korkmaları sebebiyle övmekte ve bu meyanda şöyle buyurmaktadır: “Onlar, yüceler yücesi bildikleri Rab’lerinden korkarlar...” Başka bir beyanda; “Korku ve ümit içinde Rab’lerine ibadet ve dua etmek üzere vücutları yatak görmez.”, başka bir İlâhî beyanda “O’na açık gizli yalvararak...” buyuruyor. Bu ve emsali birçok İlâhî beyanda sözü edilenler hakkında Rab’lerinden korkmaları sebebiyle övgüden söz edilmiştir? Bu sorunun birkaç cevabı vardır; Birincisi: Bir kere Mûsâ’ya önceden “korkma, çünkü sen güvendesin” denilerek teminat verilmişti. O itibarla burada sanki ona şöyle buyurmuş oluyordu: Sana teminat verdik, daha niye korkuyorsun. Korkma çünkü benim huzurumda peygamberler kendilerine güvence verdiğim zaman korkmazlar. İkincisi: Benden başkasından korkma! Benim huzurumda peygamberler benden başkasından korkmazlar, anlamı. En doğrusunu Allah bilir ya, bu yoruma göre Allah ona sadece başkalarından korkmasını yasaklamış ve huzurunda peygamberlerin başkalarından korku duymayacaklarını bildirmiştir. Üçüncüsü: Bu, âhiret korkusu ve dehşetengiz halleri ile ilgili Allah’ın bildirmesi ve güvence vermesidir. Sanki şöyle buyurmuş gibidir: Korkma! Ben elbette o günün korkularına karşı peygamberlere güvence vereceğim. Sonra da o teminattan istisna ederek şöyle buyurmuştur: 11. ayet.
Yorum
Yorum