Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Lokman Sûresi, 27. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Lokman Sûresi, 27. Ayet

    وَلَوْ اَنَّ مَا فِي الْاَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ اَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِه۪ سَبْعَةُ اَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ​

  • #2
    Velev ennemâ fî-l-ardi min şeceratin aklâmun velbahru yemudduhu min ba’dihi seb’atu ebhurin mâ nefidet kelimâtu(A)llâh(i)(k) inna(A)llâhe ‘azîzun hakîm(un)

    Yorum


    • #3
      “Eğer yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, deniz de -ardından ona yedisi daha eklenmek üzere- mürekkep olsaydı yine de Allah'ın sözleri tükenmezdi; Allah Azizdir, Hakimdir.”

      Eğer yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, deniz de -ardından ona yedisi daha eklenmek üzere- mürekkep olsaydı yine de Allah’ın sözleri tükenmezdi. Bu beyanın bir durum, bir soru veya daha önce söz konusu topluluğun bir hitabı olmaksızın başlangıç cümlesi olarak Cenâb-ı Hak tarafından buyurulmuş olması muhtemel değildir. Fakat bunun Cenâb-ı Hak tarafından indirilme sebebi, hikâyesi ve işin aslının ne olduğunu bilmiyoruz. Bununla birlikte İbn Abbâs (r.a.) şöyle demektedir: Allah’ın düşmanı Yahudiler Resûlullah’a ruhun ne olduğunu sordular. Bunun üzerine “De ki: ‘Ruhun ne olduğunu ancak Rabb’im bilir” meâlindeki âyet nâzil olmuştur. Yani Rabb’imin bileceği hususlardandır, benim bunun hakkında bilgim yoktur. Bunun akabinde o şu ilâhı beyanı okumuştur: “Size ise pek az bilgi verilmiştir". Yani Allah’ın bilgisi hakkında size çok az bir bilgi verilmiştir. Hz. Peygamber onlara bu âyeti okuyunca dediler ki: Sen “Kime hikmet verilirse o kimse birçok hayra nail olmuş demektir” diye iddia ettiğin halde bunu nasıl söylersin? Bu nasıl bir araya gelebilir. Yani az bilgi ile çokça hayır. O [İbn Abbâs] şöyle dedi: Bunun üzerine eğer yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı mealindeki İlâhî beyan nâzil olmuştur. [Cenâb-ı Hak], şöyle buyuruyor: Eğer ağaçlar kalem olarak yontulsaydı ve deniz de -ardından ona yedisi daha eklenmek üzere- mürekkep olsaydı, böylece hepsi Allah’ın bilgisini yazan mürekkep olsaydı, kalemler kırılır ve mürekkep tükenirdi. Ama yine de Allah’ın bilgisi tükenmezdi. Dolayısıyla Allah’ın ilmine nispetle size verdiği bilgi pek azdır. Sizde bulunan bilgiye nispetle de Allah’ın ilmi çoktur. Çoğunluk bu görüşü benimsemektedir. Fakat bunun dışında sanki bu, nüzûl sebebinden ve bildirilmesinden dolayı daha uygundur. Yine bu, iki yoruma açıktır. Bunlardan biri “göklerde ve yerde bulunan nesnelerin hepsi Allah’ındır” meâlindeki beyanda belirttiğimiz durumdur. Şöyle ki Allah’ın mülkü ve hükümranlığı öyle bir seviyeye ulaştı ki bütün ağaçlar kalem olsa ve denizlerin hepsi mürekkep olsa, bununla O’nun yarattıklarının isimleri, mülkü ve hükümranlığı yazılsa bütün bunlar tükenir, fakat O’nun yarattıkları tükenmez ve bunların sonuna ulaşamaz. Veya Cenâb-ı Hak bu beyanı, bu Kur’ân için bildirmiştir. Şöyle ki: Bunun sebebi Kur’ân’ın kendi içinde az oluşuna ve Allah’ın onda yazdığı hususların azlığına dair inkârcıların şöyle demeleridir: Bu ölçüde bir kitap nasıl olur da önceki kitaplarda bulunan bilgilerin hepsini içerir. Oysa o kitaplar taşınması zor ağır yükler halinde iken bu Kur’ân ise sadece tek cilt bir kitaptır? Dolayısıyla -en doğrusunu Allah bilir ya- Cenâb-ı Hak bu Kur’ânda birçok mânayı, bilgiyi ve hikmeti bir araya getirdiğini bildirmiştir. Şöyle ki bunu tefsir edip içerdiği bilgileri açıklamak üzere yeryüzündeki bütün ağaçları kalem, bütün denizleri mürekkep kılsa ve bununla bu kitabın içerdiği bilgileri yazsa, bütün bu kalem ve mürekkepler tükenir, fakat Allah’ın bu kitapta yazdığı bilgiler tükenmez. En doğrusunu Allah bilir ya, yapılan açıklama bu beyanın yorumu ve nüzûl sebebi olmaya uygundur. Bu hususta en doğrusunu Allah bilir. Allah Azizdir, Hakimdir.​

      Yorum

      İşleniyor...
      X