Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Kasas Sûresi, 44. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Kasas Sûresi, 44. Ayet

    وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الْغَرْبِيِّ اِذْ قَضَيْنَٓا اِلٰى مُوسَى الْاَمْرَ وَمَا كُنْتَ مِنَ الشَّاهِد۪ينَۙ​

  • #2
    Vemâ kunte bicânibi-lġarbiyyi iż kadaynâ ilâ mûsâ-l-emra vemâ kunte mine-şşâhidîn(e)

    Yorum


    • #3
      44. "Mûsa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen (ey Muhammed, vadinin) batı tarafında bulunmuyordun ve olayın tanıklarından da değildin."

      45. "Bilakis (aranızda) biz nice nesiller meydana getirdik ve onların ömrü nice yıllar sürdü. Sen âyetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (bu bilgileri sana) gönderen biziz."

      46. "Evet, Mûsa'ya seslendiğimiz zaman sen Tür'un yanında değildin. Fakat senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için Rabb'inden bir rahmet olarak (sana da vahyettik); umulur ki düşünüp öğüt alırlar."

      Batı tarafında bulunmuyordun. Bazıları dedi ki batı tarafı güneşin, ayın ve yıldızların battığı yer, doğu ise doğduğu yerdir. Bazıları da şöyle dedi: Batı tarafında, yani batıdaki vadinin tarafında. Bundan neyin kastedildiğinin en doğrusunu Allah bilir. Mûsa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen (ey Muhammed, vadinin) batı tarafında bulunmuyordun ve olayın tanıklarından da değildin... Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin. Yani ikamet etmiş değilsin. Mûsâ ya seslendiğimiz zaman sen Tûr'un yanında değildin. Bu ilâhî beyanlar birkaç şekilde yorumlanabilir. Birincisi şudur: Mûsânın şahit olduğu bu olaylara sen şahit olmadın; şöyle ki biz batı tarafında Mûsaya emrimizi vahyettik ve sen orada şahit değildin. Medyen halkı arasında da ikamet etmiyordun ki Mûsâ (a.s.) ve benzerlerinin durumlarını bilesin. Tûr'un yanında değildin. Mûsâ ve benzerlerine seslendiğimiz yer. Yani sen Mûsanın şahit olduğu bu olaylara şahit değilsin. Sonra biz bu haberleri Mekke halkına anlatman ve böylelikle bunların senin nübüvvetine delil ve risâletine kanıt olması için sana olduğu şekliyle bildirdik. Sen bunlara şahit olmamıştın ve bunları bilen kimseyle de görüşmemiştin ki sana öğretmiş olsun. Fakat söz konusu haberleri Allah katından öğrendiğini bilsinler diye olduğu şekliyle anlattın.

      İkinci yorum, olan bitenleri, Allah Teâlâya şükretmeyi gerekli kılan bir nimet olarak Hz. Peygamber'e anlatmasıdır. Çünkü nakledilmiştir ki Cenâb-ı Hak Mûsaya vahyetmiş ve Muhammed aleyhisselâm ile ümmetinin değer ve şerefinden bahsetmiştir. Öyle ki Mûsâ onun ümmetinden olmayı temenni etmiştir. En doğrusunu Allah bilir ya, Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Sen bu olaylara şahit değildin, fakat ben orada seni ve ümmetini anlattım.

      Bir diğer yorum, onlara hasıklınarak gönderilen peygamberler ve vahiy işinin kendilerinden kaynaklanmadığı, Allah katından olduğunun bilinmesi için bu hususları, Mûsẩya ona has kılarak anlatmasıdır. Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Mûsaya -yukarıda geçtiği gibi- anlattığı hususa dair yorumun, belirtilen üç şekilde olması mümkündür.

      Bazı müfessirler batı tarafında bulunmuyordun, seslendiğimiz zaman sen Tür'un yanında değildin meâlindeki âyet hakkında şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e "bu olaya şahit olmadın ve bunu görmedin; bu, Mekke halkına anlatman için sana vahiy yoluyla indirdiğimiz kıssadır" buyurmaktadır.

      Bilakis (aranızda) biz nice nesiller meydana getirdik ve onların ömrü nice yıllar sürdü. Bu, ilk cümlenin bağıntısı olmayıp yeni bir cümledir. En doğrusunu Allah bilir ya, şöyle buyurmaktadır: Peygamberlerin arkası kesildikten, mûcizeleri ve eserleri silindikten, uzun asırlar ve ömürlerden sonra (bilakis) biz nice nesiller meydana getirdik. Sonra seninle onların eserlerini diriltmek, onlar arasında peygamberlerin geleneğini ve mucizelerini ortaya çıkarmak için insanlara yönelik bir rahmet olarak seni kendilerine peygamber olarak gönderdik. Bu, Allah Teâlânın âyetin sonunda söylediği husustur: Fakat Rabb'inden bir rahmet olarak. Yani onlara seni bir rahmet olarak gönderdik. Bu husus şu ilâhî beyanda belirtilmiştir: "Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik". Fakat Rabb'inden bir rahmet olarak beyanına ilişkin ikinci bir yorum da şu olabilir: Rabb'inin, Mûsa'nın şahit olmadığın haberlerinden sana bildirdikleri ve öğrettikleri O'nun rahmetindendir. Nitekim bunları, nübüvvetine bir delil ve risâletine bir kanıt yapmıştır. En doğrusunu Allah bilir.

      Senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için. Bu ilâhî beyan iki şekilde yorumlanabilir. Bunlardan biri şudur: Senden önceki peygamberlerin uyarmadıkları bir kavmi uyarman için. İkincisi şudur: senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, yani onlara senden önce bir uyarıcı gelmemiştir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar. Yani öğüt almaları umuduyla onları uyarırsın. Bir diğer yorum, buradaki ihtimal şayet müspetse bunun, sadece öğüt alanlar için olmasıdır.​

      Yorum

      İşleniyor...
      X