فَاَصْبَحَ فِي الْمَد۪ينَةِ خَٓائِفاً يَتَرَقَّبُ فَاِذَا الَّذِي اسْتَنْصَرَهُ بِالْاَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُۜ قَالَ لَهُ مُوسٰٓى اِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُب۪ينٌ
Duyuru
Daralt
Henüz duyuru yok.
Kasas Sûresi, 18. Ayet
Daralt
X
-
"Şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen adam bağırarak ondan yine yardım istiyor! Mûsâ ona, Açıkçası sen düpedüz serserinin birisin' dedi.
Şehirde korku içinde, etrafı gözetleyerek sabahladı. Kuranda sözü edilen asbeha (أصبح) kelimesi çoğu yerde "oldu" anlamına gelir. "Veya suyu dibe çekilir", yani öyle olur; "suyunuz çekiliverse" ve benzeri ilâhî beyanlar bunun örnekleridir. Burada ise "asbeha (أصبح) ile sabahlamanın kendisini kastetmiştir. Gözetleyerek sözüne ilişkin müfessirlerin çoğu şöyle dedi: Yani onlardan gelecek bir kötülüğü bekleyerek. Ebû Avsece şöyle demiştir: "Terakkub" (الترقب) korku demektir. Sanki "ölümünden korkarak" buyurmuştur. "Terakkub"un asıl mânası beklemek ve gözetmektir. Rukub (الرقوب) ise onu isteyen ve talep etmek için gelen kişinin beklemesidir. Bu da "terakkub" kökündendir.
Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen adam bağırarak ondan yine yardım istiyor! Mûsâ ona, 'Açıkçası sen düpedüz serserinin birisin' dedi. Sanki Mûsânın (a.s.) bağlılarından olduğu bildirilen adam, kendi başına zayıf bir adam olup kimseye karşılık veremiyordu. Mûsâdan yardım ve destek istiyordu. Bir de o Kıptî, kötü ve belâlı oluşu sebebiyle cedelleşiyor ve tartışıyordu. Fakat kendi başına birine karşı çıkacak bir güce sahip değildi. Ancak bütün bunlar kendisinde bulunan kötülükten doğmaktaydı. Bundan dolayı Mûsâ (a.s.) ona, açıkçası sen düpedüz serserinin birisin demiştir. Mûsâ onun azgınlığını müşahedeyle değil, burada anlattıklarımıza dayanarak anlamıştır.
Yorum
Yorum