وَقَالَتِ امْرَاَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَيْنٍ ل۪ي وَلَكَۜ لَا تَقْتُلُوهُۗ عَسٰٓى اَنْ يَنْفَعَنَٓا اَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَداً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Duyuru
Daralt
Henüz duyuru yok.
Kasas Sûresi, 9. Ayet
Daralt
X
-
"Firavun'un karısı, 'O, senin ve benim göz aydınlığımız, muradımız olsun! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur veya onu evlat ediniriz' demişti. Onlar işin farkında değillerdi."
Firavun'un karısı, 'O, senin ve benim göz aydınlığımız, muradımız olsun! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur veya onu evlat ediniriz' demişti. Mûsanın sevgisini kalplerine koyması ve onu gözlerinde süslemesi Allah'tan bir lütuf ve rahmettir. Bu, O'nun, "Senin üzerine kendimden bir sevgi bıraktım" demek suretiyle Mûsâ'ya olan lütfunu belirtmesidir, böylece kendisine şükretmesini talep etmektedir.
Ebû Muâz, Mukātil'in şöyle dediğini nakletmiştir: Firavun'un karısı "Benim için göz aydınlığı, senin için değil", yani, senin için göz aydınlığı değildir, diyor. Ebû Muâz şöyle dedi: Bu imkânsızdır. Şayet böyle olsaydı kırâatte "taktülünehû" (تقتلونه) )onu öldürürsünüz) şeklinde olurdu. Bu da belki bize faydası dokunur meâlindeki beyan dolayısıyla imkânsızdır. Şayet kırâat "kurratü aynin lî ve leke lâ, lâ taktülûhu" (قرة عين لى ولك لا، لا تقتلوه) yani benim için göz aydınlığı, senin için değil, onu öldürmeyin şeklinde olsaydı Mukātil, isabet etmiş sayılırdı.
Onlar işin farkında değillerdi meâlindeki âyet iki şekilde yorumlanabilir. Birincisi, onlar kendi helâklerinin ve yok olmalarının onun eliyle gerçekleşeceğinin farkında değillerdi. İkincisi, bütün çocuklar içinde öldürülmek istenen kişinin o olduğunun farkında değillerdi. En doğrusunu Allah bilir.
Yorum
Yorum