Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Ankebût Sûresi, 64. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Ankebût Sûresi, 64. Ayet

    وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌۜ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ​

  • #2
    Vemâ hâżihi-lhayâtu-ddunyâ illâ lehvun vela’ib(un)(c) ve-inne-ddâra-l-âḣirate lehiye-lhayevân(u)(c) lev kânû ya’lemûn(e)

    Yorum


    • #3
      “(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatî hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!"

      Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Bu, tıpkı şu İlâhî beyan gibidir: “Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlenceden ibarettir”. Eğer Kuranın bildirdiği bu husus, bazı insanlann yorumladığı gibi içerisine yerleştirilmiş mânalar ve buna ilişkin hikmetler olmaksızın zahirî mânaya göre anlaşılırsa bunda inkarcılar için bir eleştiri noktası olur. Çünkü Cenâb-ı Hak bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir buyurmaktadır. Bu dünyayı yaratan Allah’tır. Dolayısıyla inkarcılar “niçin bir oyun ve eğlence olarak onu yaratmıştır” derler. Yine inkarcıların Kur’ân’da çelişkinin olduğunu iddia etmelerine de neden olur. Şöyle ki Cenâb-ı Hak “göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık” buyurmuş; diğer bir âyette de meâlen şöyle demiştir: “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”. Bununla önceki beyan bir araya getirildiğinde zâhir mânası itibariyle bir çelişki varmış gibi görünmektedir. Zira Cenâb-ı Hak birinde gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri boşuna ve oyun olarak yaratmadığını; diğerinde ise kendisi yarattığı halde dünya hayatının bir oyun ve eğlence olduğunu bildirmiştir. Fakat âyetin yorumu şöyledir: Bu dünya hayatı size göre ve sizin ölçülerinize göre sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Tevhit ehline ve onların ölçülerine göre ise hikmet ve haktır.

      Sonra, onlara göre sözü edilen oyun ve eğlence iki mânaya gelir. Bunlardan biri şudur: Onlar Allahın insanı yarattığını, başlangıcını bir nutfeden yaptığını, sonra bunu alâkaya, sonra bir çiğnem ete (mudğa), sonra da en son halindeki insana çevirdiğini gördüler. Dolayısıyla Allah’ın insanı yaratıp bu bildirdiği hallerden hale çevirdikten sonra belirlenmiş bir netice ve herhangi bir yarar olmaksızın yok etmesi mümkün değildir. Bu durum da Cenâb-ı Hakk’m bildirdiği gibi olacaktır: “Sakın, bir grubun diğer gruptan daha güçlü olması sebebiyle yeminlerinizi aranızda (güçsüzler aleyhine) bir kandırma aracı yaparak, ipliğini iyice büktükten sonra geri çözen kadın gibi olmayın”. Cenâb-ı Hak söz konusu kişinin yararlanmaksızın ipliğini iyice büktükten sonra geri çözmesini oyun ve eğlence saymıştır. Buna göre dünya hayatının yaratılışının aşamalar halinde düzenlenmesinden ve insanın yapısının değiştirilmesinden sonra bu inkarcıların takdir ettikleri gibi buna dönük bir netice veya yarar olmaksızın sadece yok olmak üzere yaratılması bir oyun, eğlence, boş iş ve akılsızlıktır. O inkârcılar bunu böyle zannetmiş ve değerlendirmişlerdir. Tevhit ve iman ehlinin değerlendirmesine göre ise kendilerine dönük netice itibariyle varlığın yaratılması hikmet ve haktır.

      İkinci olarak, Cenâb-ı Hakkın bildirmiş olduğu ve onlara göre oyun ve eğlencenin mânası şudur: Dost ile düşman, âsi ile itaat eden, muhalefet eden ile kabul eden kimseleri eşit ve bir kabul etme geçersiz bir durumdur ve anlamsızdır. Halbuki O, bunları bu dünya hayatında eşit kılmış, bu dünyanın nimetleri, bolluğu, sıkıntıları, hayrı ve şerri konusunda hepsini ortak yapmıştır. Dost da düşman da bu dünyadan yararlanmaktadır; âsi olan da itaatkâr olan da burada musibetlerle imtihan edilmektedir. Eğer dost ile düşmanm, âsi ile itaatikârın birbirinden ayrıldığı başka bir hayat olmasaydı bu dünya hayatında onları yaratması boş yere ve akılsızca olurdu. Zira O, bu dünyada onları eşit yapmış ve herkesi ortak kılmıştır. Veya söz konusu beyan, şu mânaya da gelebilir: Bu dünya hayatı onların kabul ettiği ve burada davrandıkları gibi oyun ve eğlencedir. Veya şöyle denilir: Dünya hayatı âhiret hayatına nispetle oyun ve eğlencedir. Çünkü dünya hayatı sonlu ve geçici olarak yaratılmış; âhiret hayatı ise ebedî ve devamlı olarak yaratılmıştır. Bu, şu İlâhî beyanda belirtilen husus gibidir: “Onlara de ki; Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için âhiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez". Yani dünya menfaati âhiret menfaatine nispetle önemsizdir. Çünkü dünya menfaati sonlu ve geçicidir; âhiret menfaati ise ebedî ve devamlıdır.

      Âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur. Yani orası yaşam yurdudur. Orada ölüm, geçicilik ve son yoktur. Keşke bunu bilselerdi! Âhiret yurdunun, ölümün bulunmadığı yurt olduğunu. En doğrusunu Allah bilir.​​

      Yorum

      İşleniyor...
      X