Duyuru

Daralt
Henüz duyuru yok.

Şuarâ Sûresi, 214. Ayet

Daralt
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Tümünü Temizle
Yeni Mesajlar

  • Şuarâ Sûresi, 214. Ayet

    وَاَنْذِرْ عَش۪يرَتَكَ الْاَقْرَب۪ينَۙ​

  • #2
    Veenżir ‘aşîrateke-l-akrabîn(e)

    Yorum


    • #3
      “Yakın akrabanı da uyar.”

      Yakın Akrabanın Uyarılması

      Yakın akrabanı da uyar. Ebû Hureyre anlatıyor: Bu Yakın akrabanı da uyar âyeti inince Hz. Peygamber (s.a.) Kureyş’i topladı. Önce hepsine birden sonra da ayrı ayrı her bir alt gruba seslendi ve şöyle dedi: Ey Kureyş topluluğu! Kendinizi ateşten kurtarınız. Çünkü ben Allah’a karşı size ne bir yarar sağlayabilirim ne de sizden bir zararı savabilirim. Ey Kusayoğulları! Kendinizi ateşten kurtarınız. Çünkü ben Allah’a karşı size ne bir yarar sağlayabilirim ne de sizden bir zararı savabilirim”. Ve şöyle dedi: “Ey Abdümenafoğulları! Kendinizi ateşten kurtarınız. Çünkü ben Allah’a karşı size ne bir yarar sağlayabilirim ne de sizden bir zararı savabilirim”. Aynı şekilde Abdülmuttaliboğulları için de seslendi. Kızı Fâtıma’ya da seslendi ve şöyle dedi: “Ey Fâtıma! Kendini ateşten kurtar! Çünkü ben Allah’a karşı sana ne bir yarar sağlayabilirim ne de senden bir zararı savabilirim. Ne var ki senin benimle soy bağın var ve ben o bağı hep koruyacağım!” Bazı haberlerde Hz. Peygamber bu âyetin indiği anda şöyle dedi: “Elbette ben bütün insanlara gönderildim. Ama ey Hâşimoğulları ve ey Abdülmuttaliboğulları size de ayrıca özel olarak gönderildim. Onlar yakın akrabalardır, onlar kardeşlerdir ve Abdümenaf’ın çocuklarıdır”.

      Hasan-ı Basrî şöyle dedi: Bize anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.) ölümünden evvel Ehl-i beyt’ini topladı ve onlara şöyle buyurdu: “Bakın! Benim işlediklerim bana, sizin işledikleriniz de size aittir. Bakın! Ben sizin için Allah’a karşı hiçbir şey yapamam. Bakın! Sizden benim dostlarım, ancak müttakî olanlarınızdır. Bakın! Elbet ben sizi kıyamet gününde tanıyacağım. O günde dünyayı omuzlarınızda taşıyor olduğunuz halde bana geleceksiniz. İnsanlar âhiret gününde bana gelecekler”. Katâde’den şöyle nakledilmiştir: Bize bildirildi ki Hz. Peygamber (s.a.) bir gece Safa’da geceledi. Aşiretini boy boy dolaştı ve onları İslâm’a davet etti. Bu hususta müşrikler şöyle dediler; “Bu adam burada geceledi” ve akşamdan beri insanları davet etti durdu”. Bunun üzerine Allah Teâlâ: “De ki: ‘Size tek bir öğüt vereceğim: Allah için, başkalarıyla birlikte veya tek başınıza şöyle bir durup düşünün!’” meâlindeki âyeti indirdi.

      Bu âyette uyarmanın yakın akrabalara özgülenmesi, her ne kadar onlar “Âlemlere uyarıcı olsun diye...” meâlindeki âyet gereğince genel olarak uyarılması gereken bütün insanlar içine dâhil olsalar da -çünkü sonuçta onlar da âlemlerdendirler- iki şeye sebep olabilir: Birincisi: Mümkündür ki onlar kıyâmet gününde yakınlıkları ve soy bağı ile kendisine bağlı olmaları sebebiyle Hz. Peygamber’in, itaat etmeseler ve çağrısına cevap vermeseler de kendilerine şefaat etmesini umuyor olabilirlerdi. Nitekim bu konuda Hz. Peygamber’in şöyle buyurmuşluğu da vardı: “Her soy ve bağ o gün kopacaktır, sadece benim nesebim ve bağım hariç!”. Bu durumda haliyle onlar kendisine muhalefet etseler de o günde, başkalarının ancak kendisine itaat ve davetine icabet sebebiyle umduğu şefaatine ermeyi sırf yakınlık ve akrabalık hakkı olarak umabilirlerdi. İşte bundan dolayı Allah, peygamberine, onları bu konuda uyarmasını ve şefaatine güvenip de yapmaları gerekeni yapmaktan geri kalmamalarını aksine ona itaat ve emrettiği hususları yapmak suretiyle kurtulmanın çaresine bakmaları gerektiğini kendilerine bildirmesini istedi. Bu da sözünü ettiğimiz haberlerde geçen şu husustur: “Ben sizin için Allah’a karşı hiçbir şey yapamam; size ne bir yarar sağlayabilirim ne de sizden bir zararı savabilirim. Bakın! Benim dostlarım, yalnızca sizden müttakî olanlarınızdır”. Bu şekilde kendisine muhalefetten kaçınmadıkları ve itaat etmedikleri sürece üzerlerinde herhangi bir koruma ve kollama yetkisi olmadığını bildirmiş oldu.​

      Yorum

      İşleniyor...
      X