فَلَمَّا جَٓاءَ السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ اَئِنَّ لَنَا لَاَجْراً اِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِب۪ينَ
Duyuru
Daralt
Henüz duyuru yok.
Şuarâ Sûresi, 41. Ayet
Daralt
X
-
41. “Sihirbazlar geldiklerinde Firavun’a, ‘Eğer üstün gelen biz olursak herhalde bize bir ödül vardır, değil mi?’ dediler.”
42. Firavun, ‘Evet’, dedi; ‘O takdirde gerçekten has adamlarımdan olacaksınız.’”
Sihirbazlar geldiklerinde Firavun’a, ‘Eğer üstün gelen biz olursak herhalde bize bir ödül vardır, değil mi?’ dediler. Firavun, ‘Evet’, dedi; O takdirde gerçekten has adamlarımdan olacaksınız. Bu açıktır. Ancak müfessirler şöyle dedi: Sihirbazlar sayıca şu kadar idiler. Mûsâ, en iyi sihirbaza dedi ki: “Eğer sana üstün gelirsem, bana inanacak mısın?” Sihirbaz şöyle şöyle dedi... Ve buna benzer Kitap’ta yeri olmayan daha nice sözler söylemiştir müfessirler. Onların bu gibi rivayetlerle iştigal etmeleri ve Kuranda olmayan birtakım açıklamalara tefsir diye yer vermeleri doğru değildi. Zira bu gibi rivayetlerde birtakım ziyade ve noksanlıklar olur ve bunlar kâfirlerin elini güçlü kılar, Hz. Peygamber’in (s.a.) risâleti konusunda onların ileri geri laflar etmesine sebep olur. Çünkü bu haberler onların kitaplarında vardı, Hz. Peygambere onlar anlatıldı ki risâlet konusunda kendisine bir delil olsun. Buna mukabil eğer onlar birtakım hususları ekler ya da eksik söylerlerse o takdirde onlar: “Bu yalandır. Bizim kitaplarımızda bunlar anlatılmamıştır” diyebilirlerdi. İşte bu yüzden onların Kitap’ta anlatılanlara ilâvede bulunmamaları ya da noksan anlatmamaları yerinde bir tavır olurdu ki böylece onlar için Hz. Peygamberi tekzip konusunda kendilerinin bir bahanesi kalmasın.
Yorum
Yorum