"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dinlerin çokluğuna karşın, hakikatin tekliğinden söz edilebilir mi?

Mortimer J. Adler, 1990 yılında yayınlanan Dinde Hakikat isimli kitabında, hangi dinin hakikate sahip olduğu sorusunu ele almış.

Adler, hakikate dair konuların (örneğin bilim, teknoloji ve matematiğin) kültür üstü olduklarını, din ve felsefenin de hakikat alanında ele alınabilmeleri için kültür üstü olmaları gerektiğini söylüyor. Yani kanıtlanmış bilimsel gerçeklerle uyumlu olmaları gerektiğini düşünüyor.

Adler, Uzakdoğu dinleriyle çoktanrıcı dinlerde hakikatin bulunamayacağını, tektanrıcı üç Batı dini olarak nitelediği Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’da hakikatin bulunabileceğini, bu üç dinden birinin doğru, diğerlerinin yanlış olduğunun söylenemeyeceğini, ancak bunlardan birinin diğer ikisinden daha doğru olduğunun ve bu ikisinin de daha doğru olan diğer dinde bulunan doğruyu daha az paylaştıklarının söylenebileceğini iddia ediyor.

Adler’in kitabı için aynı zamanda bir İbn Rüşd reddiyesi denilebilir. Kitapta sık sık İbn Rüşd’ün ‘çifte hakikat’ teorisinden bahsedilerek çürütülmeye çalışılsa da aslında bu durum İbn Rüşd’ün düşüncesinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor.

Adler’e göre İbn Rüşd, hakikati, akli(felsefi) ve imani(dini) hakikat şeklinde ikiye ayırmakta, bunların birbirine zıt olmadıklarını, farklı hakikatleri ele aldıklarını iddia etmektedir. Oysa İbn Rüşd, çifte hakikat teorisiyle, hakikatin tek olduğunu, felsefe ve dinin bu tek hakikati farklı yönlerden ele aldıklarını söylemektedir.

Bu yanlış anlaşılma nedeniyle kaleme alınan anlamsız ve uzun satırlar görmezden gelinirse, konuya ilgi duyanlar için okunması zevkli bir felsefe kitabı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.