Kader meselesiyle ilgili farklı düşüncelerin ele alındığı, meselenin vahiy çerçevesinde net bir şekilde ortaya konulduğu, hakkıyla ele alındığı bir çalışma: İlhami Güler’in Allah’ın Ahlakiliği Sorunu isimli kitabı.
Kitaptan altını çizdiğim bazı satırlar:
Hz. Musa’nın tebliğ ettiği vahiy adalete; Hz. İsa’nınki sevgi ve merhamete; Hz. Muhammed’inki ise her ikisine birden vurgu yapmaktadır. Her üçünün ortak paydası ise, Allah’ın ne yapacağnın belli olması ve ilişkinin ahlak temelli bir ilişki olmasıdır.
Ehl-i Sünnet’in (özellikle Eş’ariliğin) Allah ile insan arasında kurduğu ilişki, bir taraftan sonsuz merhamet; diğer taraftan da sonsuz (mutlak) güç ilişkisi olduğu için (adalete dayanmadığı için); ne yapacağı belli olmayan, insana yaptıkları ve yapabilecekleri ölçülemeyen, bilinemeyen, tahmin edilemeyen, istediğini yapan, insani düzlemde anladığımız ahlak kavramlarıyla yapacakları ve yaptıkları anlaşılmayan bir Allah tasavvuru ortaya çıktı.
24. Sayfa
İnsani sorumluluğua ait sonuçları Allah’a atfederek yükümlülükten kurtulmak mümkün olmuyor.

“Felek” ve “kader” arasındaki ilişkiye dair

Allah’ın insanlardan yapmasını istediği ahlaki emirler, hem genel olarak insanlığın, hem de bunları yapan failin faydasını, saadetini, onurunu, emniyetini sağlayan eylemlerdir.
Allah’ın yasakladığı ilişkiler veya eylemler, insanlığın ve işleyenin yapı bütünlüğünü, onurunu, emniyetini, mutluluğunu, faydasını ortadan kaldıran; sıkıntı, acı, ızdırap, zarar veren davranışlardır.
Ahlaki doğruyu veya iyiyi nasıl bilebiliriz? Bu soruya kim nasıl cevap veriyor?
Eşari, Maturidi, Rey Ekolü, Hadis Ekolü ve diğerlerinin yaklaşımına birkaç cümleyle işaret edilmiş.

Allah (isim ve sıfatları) hakkında konuşmak mümkün mü?
Vahdet-i Vücud mümkün mü?
Fiileri insan tarafından anlaşılamayan bir Allah’ın varlığı ile yokluğu arasında fark olabilir mi?
